23 Şubat 2013 Cumartesi

Korsanlar Diyarı Kuba

2 aylık seyahatimin son durağı olan Kuba'dayım. İlk 2 günümü Havana'da sonraki iki günümü ise Trinidad'ta geçireceğim. Son beşinci günümü ise tekrar Havana'da kalacağım. Buraya geldiğinizde dövizinizi bozdururken kazıklanmaya hazırlıklı olun. İnternette 1 usd nin 1 cuc olduğunu söylese de 1 cuc karşılığında 0.83 usd veriyorlar. Ekonomik açıdan zorluk yaşayan bir ülkenin usd karşısında değerinin yüksek olması ise ayrı bir enteresanlıktı. Neyse dedik ve kazıklanarak paramızı bozdurduk.  Çünkü ATM’den para çekmek mümkün değildi. Bir de sadece visa kart kullanıyorlardı. Ve benim yanımda sadece master kartım vardı.  Bu yüzden yanımdaki nakit parayı iktisatlı kullanmam gerekiyordu. Allahtan havaalanı transfer ve otel ücretini önceden ödemiştim.
Havaalanındaki otobüs şirketinden Havana -Trinidad arası için otobüs biletimi satın aldıktan sonra Küba turumu organize eden turun havaalanındaki bürosuna uğradım.  Tur şirketi beni taksi ile Hotel Havana libre'ye gönderdi.  Check in yaptırdıktan sonra Havana’daki günlerimi nasıl geçireceğimi organize etmek üzere otelin lobisindeki havana tur masasına gittim.  Şehir turu ile akşam için Bueno Vista Social club gecesine kaydımı yaptırdım. Havana'ya gelip te Bueno Vista Social club deneyimini yaşamamak yanlış olurdu.
Öğleden sonra Havana sokaklarında yürüdüm. Buraya sanki sihirli bir şey olmuş ve 1950 yıllarında kalmışlardı. Arabalar, yollar, kıyafetler hep 1950’lerdendi. Havana şehrinin old city bölgesi Unesco dünya mirasları listesinde yer alıyordu. Şehirdeki dolaşmam bitince  otele dönüp duş aldım. Odamda şöyle bir uzandıktan sonra Bueno Vista Club’agitmek için otelin önünden bir taksiye bindim. Club eski şehirdeydi ve eski şehir söylenildiği gibi çok güzeldi.
Bueno Vista Social Club’a geldiğimde show da başlamak üzereydi. Arkada orkestra, önde ise yaş ortalaması 65 olan sekiz kişiden oluşan sanatçılar iki saat boyunca bizlere müzik ziyafeti verdiler.
Amcalar şu anda böyle iseler gençliklerinde kim bilir nasıldılar. Keyifli bir Kuba akşamından sonra tekrar taksi ile otele döndüm. Bu sefer bindiğim taksi, 1949 model mavi bir dodgedu.

Ertesi sabah otelde kahvaltımı yaptıktan sonra Havana şehir turuna katıldım. Grup 20 kişiden oluşuyordu. Rehberimiz hem ispanyolca hem de ingilizce olarak gördüğümüz yerlerin hikâyelerini aktardı. 
Önce “forbidden” yasaklanmış anlamına gelen Vededo'ya uğradık. Buraya yasaklanmış denmesinin sebebi ise şuydu; Eskiden buraları tamamen ağaçlıkmış. Hiç kimseye inşaat izni verilmiyormuş. Devrimden sonra bu yasak kalkmış.  Ve şimdi çok geniş bir yerleşim alanı haline gelmiş. Vedodo'dan sonra eskiden zenginlerin yaşamış olduğu şimdilerde ise konsolosluklara tahsis edilmiş büyük evlerin olduğu Miramer’e gittik. Buradan sonra ise Jose Martinin 30 m yüksekliğindeki heykelinin olduğu meydana gittik.  Bu meydanda Che ve önemli kişilerin resimleri yer alıyordu. 
Bu meydan geçmişte Che’nin halkla konuşma yaptığı meşhur meydandı.  Burada on beş dakika fotoğraf molası verdiler. Molanın sonunda aynı meydana on beş kadar turist altlarında eski model şık arabalar ile meydanı ziyarete geldiler.
Tüm arabalar pırıl pırıl parlıyordu. Meydandan sonra son durağımız olan Unesco' nun dünya mirasları listesine aldığı eski şehre geldik. Önce tur otobüsü ile şehrin sınırlarını gezdik. Sonra da şehrin içerilerine girdik. Bazı evler restore edilmişti.
 Bazıları ise yıkık döküktü. Binaların hepsi birbirinden güzeldi. Şehrin içinde yürürken taştan yapılmış eskiden duvardan dökülmüş kayaların bulunduğu küçük bölümler vardı. Bunlar geçmişte korsanlardan korunmak üzere şehrin dışına inşa edilen taş duvarlardan arta kalanlardı.
Turumuz bittikten sonra tur otobüsü ile geri dönmek yerine burada kalmayı tercih ettim. Buraları biraz daha derinliğine keşfetmek istiyorum. Latin müziği eşliğinde öğlen yemeğimi yedikten sonra Havana club’ın bulunduğu bölgeye doğru yürüdüm. Bu yol üzerinde turistlerden çok Kübalılar vardı.
Yürürken Kübalı bir çocuk malum takılmak amacıyla neden yalnız olduğumu, onun benim eksik bir parçam olabileceği konusunda sipüritüel bir konuşma yaptı. Gülümseyerek dinlemekten başka çarem yoktu. Söyledikleri doğruydu ama dengeyi onunla birlikteyken bulabileceğim konusunda onunla aynı fikirde değildim. Akşam için Havana’daki gerçek Bueno Vista Club olduğunu iddia ettiği clube beni davet etti. Nazikçe teklifini red ettikten sonra hızla yanından uzaklaştım.
Biraz daha şehrin içinde dolaştıktan sonra yürüyerek otele geri döndüm. Yürüdüğüm yol eskiden korsanların adaya çıktığı meşhur rıhtımdı. Yürürken Karayip korsanlarındaki J.Depp’i hatırlamadan edemedim.

Ertesi gün Küba'nın başka bir şehri Trinidad'ta olacağım.
Sevgiler
Trinad’a Gidiyorum
Sabah saat 9.00 kahvaltımı ettikten sonra otelin havuzunda güneşlendim. Trinidad'a gidecek olan otobüsün kalkış saati 13.00 dı. Daha çok zamanım vardı. Saat 12.00 gibi check out yaptıktan sonra otobüs terminaline gittim. Burada otobüslerden yer numarası vermiyorlar. İstediğiniz yere oturabiliyorsunuz. Neyse ki otobüs boştu ve yanıma kimse oturmadı. 5,5 saatlik yoldan sorna Trinidad'a vardım. Burada kalacağım her şey dâhil şeklindeydi. Resortun içinde açık büfe restaurant ile değişik ülkelerin yemeklerinin sunulduğu üç farklı alacart restaurant vardı. Akşamları da show yapıyorlardı. Akşam yemeğimi yedikten snra saat 9.30 da showu seyretmeye gittim. Bu akşamın teması " AŞK" dı. Aşk şarkıları söyleyip danslar ettiler.
Ertesi gün sabahtan öğleye kadar sürecek olan Trinidad şehir turu gezisine yazıldım. Kahvaltımı yaptıktan sonra Trinidad’a doğru yola koyulduk. Tur sabah saat 9.00 dan 13.30 a kadar sürecekti. Trinidad'ın geçim kaynağı turizmmiş. Trinidad geçmişte şeker kamışı üretimi ile de ünlüymüş. Teknolojiyi geliştirmedikleri için şeker kamışı olayı sekteye uğramış. Şimdilerde şeker kamışı yurt dışından ithal ediliyormuş.
Trinidad şehrinin tamamı unesco’nun dünya mirasları listesine girmiş.  Şehrin tamamı eski haliyle korunmuş. Yerlerde eski kaldırım taşları bile aynen duruyor. Halkın yaşadığı evler ise muhteşem. Tam benim sevdiğim gibi yüksek tavanlı ferah evler.  Yüksek derken öyle 3 metreyi kast etmiyorum. Evlerdeki tavan yüksekliklerini en az 5 metre kadar düşünebilirsiniz.
Bazı aileler evlerinin içini restorasyon yaparak bed&breakfast şeklinde kiraya veriyorlarmış. Oda ücretleri ise sezonuna göre 25-35 usd arasında değişiyormuş. Şehrin içinde yaklaşık 3 saatimizi geçirdikten sonra otele geri döndük.
Akşam yemeği için dünya mutfakları restaurantında rezervasyon yaptırdıktan sonra öğlen yemeğimi yiyip dosdoğru kumsala gittim. Kumsal biraz rüzgârlıydı. Güneş batana kadar tüm öğleden sonramı kumsalda geçirdim. Zaten yapacak fazla bir şey de yoktu. Güneş battıktan sonra odama gidip giyindim. Akşam yemeğimi yedikten sonra akşam showunu  seyretmeye gittim.
Yarın sabah erkenden tekrar Havana'ya dönüyorum.
Bye bye Trinidad
Küba’da son günüm
Küba’daki son günümde tekrar Havana'daydım. Son gecemi eski şehir merkezinde geçirmek istemiştim ama tur şirketi yanlışlığına kurban oldum. Eski şehrin merkezi yerine şehir merkezindeki bir otele yerleştirmişti beni. Ve burada yapacak çok bir şey yoktu. Ben de gezi yazılarımı yazdım
Küba Hakkında Bir Kaç şey!
Küba’nın tarihi çok eski değil.  Ayakta kalmaya gelişmeye büyümeye çalışıyorlar ama turistleri döviz alış satışından kazıklayarak ve bunun arkasına da Amerika’nın bir zamanlar onlara neler yaptığı hikâyesini yapıştırarak yapmaları doğru değil. Evet, Küba halkı çok fakir. Fakirler ama  ellerinden geleni yapıyor mu?  Çok emin değilim. .

Sevgiler



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder